Tutunacak yeri kalmadı hayatımın, kendime tutunuyorum, savruluyorum düşlerimin içinde, kahroluyorum. Çekip gitmek istiyorum buralardan, nereye varacağımı bilmediğim uzun bir yolda, yanıma hiç birşey almadan, ardımda hiç kimseyi bırakmadan, yol almak istiyorum, hiç bir yere varmadan.
Bir zamanlar sen vardın.Sanaydı tüm yolculuklarım.
Kendi kendimin prensiyim ben. Kendi yalnızlığıma buyuruyorum her şeyi.Yalnızlığımın krallığında,yalnızlığımı yönetiyorum. Yüksek duvarlar örmeliyim ülkeme. Kimseyi içeri almamalıyım. Kimsesiz kalırsa insan, ancak o zaman kurtulur yaralanmaktan.
Bir zamanlar sen vardın. Senden aldığım bütün yaralarım.
Kaçmalıyım biliyorum.Acılarımın sonu gelene kadar kaçmalıyım. Bomboş odalarda ağlamalıyım. Güçlü görünmeliyim tüm insanlara. Kendimi korumalıyım. Oyunlar oynamalıyım. Yıkılmazmışım gibi, kırılmazmışım gibi, güçlü ve sakin olmalıyım. Sığınmalıyım kendi krallığıma, savaşlarımı kendi içimde yaşamalıyım
Bir zamanlar sen vardın. Tüketti beni oyunların.
Kimseler bilmemeli, görmemeli tükendiğimi.Bir seçim zannetmeli. Sebebinin sen olduğu bilinmemeli yalnızlığımın. İçimde kalan "sen"imin güzelliğini korumaya çalıştığımı görmemeli.
Bir zamanlar sen vardın.Gerçektin. Yanımdaydın.
Şimdi yoksun, varlığım can çekişiyor.Kimsenin bilmediği, görmediği bir acıyı yaşıyorum kendimi hapsettiğim yalnızlıkta. Gelsen. Tutsan ellerimden, can versen içimde bir türlü bitiremediğim varlığına. Kaçışlarıma bir son versen.Yıksan bütün duvarlarımı, yeniden hayata döndürsen.Hayata tutunmayı öğretsen. Savrulmasam, yok olmasam, yaralanmasam.
Bir zamanlar sen vardın.Yoksun, ölmekten beter.
Sadece gelsen. Zannettiğim gibi güzel olmayacak olsa da,gelsen,
Bu bile yeter.